İş alanında gerçekleşebilecek durumlar neticesinde işçiler, yaralanma ve ölüm durumuyla karşı karşıya kalabilmektedir. Bunun sonucunda işçi ya da işçi yakınları tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir. Hukuk devleti olarak ülke içerisinde bu durum üzerine hazırlanmış yasalar, izlenen yollar mevcuttur.
Durumun iş kazası olarak sayılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekir. İş davalarında destek alabileceğiniz her avukat gibi Eskişehir hukuk bürolarında da aynı öncüller aranacaktır. Bir kazanın iş kazası olabilmesi için:
Gerçekleşmiş olay neticesinde işçilerin maddi ve manevi zararları ortaya çıkabilmektedir. Oluşan bu zararın karşılanması karşısında işçi ve yakınları tarafından davalar açılabilmektedir. İşveren tarafından ortaya çıkan zarar kapsamında karşılık alınabilir. Alınacak bu maddi manevi zararın ortaya koyulabilmesi için zamanaşımına dikkat edilmesi gerekir. Zamanaşımını geçmiş olan bir durum karşısında yasal hak talep edilemeyecektir. Zaman kapsamında dikkatli hareket etmek gerekir.
Eskişehir hukuk büroları kapsamında başvurulan durumlarda ölümlü iş kazası davası ne kadar sürer konusu konuşulur. Davaların açılma sebebine göre belirli bir süre kısıtlaması getirilebilmektedir. İş kazası davalarında bu durum söz konusudur. Şayet işçi, gerçekleşen olay neticesinde hayatını kaybettiyse ve ailesi tarafından bir şekilde tazminat davası açıldıysa devlet tarafından bu durum sınırlandırılmıştır.
Kişilerin dava açma süresinde dikkat etmesi gereken unsurlar vardır. Eğer geçirilen kaza zamanaşımına uğramadıysa dava maddi ve manevi olarak açılabilmektedir. Aynı zamanda sadece tazminat kapsamında değil ceza kapsamında da ekstra dava açılabilmektedir.
Tazminat davalarının yargı önünde sürdürülme süresi 450 gün olarak sınırlandırılmıştır. En geç 450 gün içerisinde sonuca ulaşması beklenir.
Zamanaşımı kavramı gerçekleşmiş olaylar üzerinden hesaplanır. Hesaplanma süresi neticesinde elde edilen süre kapsamına göre davalar açılabilmektedir. İş kazası neticesinde ölüm durumu ortaya geldiyse kişi ya da kişilerce davanın fiili hale gelebilmesi için bir süre kapsamı mevcuttur. Zamanaşımı gerçekleştiği kapsamında dava açılması mümkün değildir.
Ölüm durumu ortaya koyulmuş bir konuda kişiler Eskişehir’deki iş hukuku avukatları aracılığı ile dava açabilir. İşverene karşı yürütülen bu davanın açılabilmesi amacıyla gözlemlenmesi gereken zamanaşımı 10 yıl olarak belirlenmiştir. Kaza oluştuğu andan itibaren 10 yıl içerisinde maddi manevi dava açılabilmektedir.
Dava açma sürecinde zamanaşımı kavramı dava kapsamı ne olursa olsun önemlidir. İş kazaları neticesinde açılabilecek tazminat davalarında zamanaşımı genel olarak 10 sene olarak yasalar tarafından korunmaktadır. Peki iş kazası zamanaşımı süresi neden önemlidir?
Kişilerin hak olarak saptanacak tazminat ücretini elde edebilmesi için gerekli bir unsurdur.
Devlet tarafından sadece kazayı yaşayan birey ya da bireyler değil işverende belirli kapsamda korunmaktadır. İş hukuku avukatları sadece işçiler değil işverenin hakkını savunma konusunda da görev almaktadırlar. Yasalar neticesinde saptanan bu 10 sene kişilerin istediği tazminat miktarı için belirtilmiştir. 10 sene sonrasında açılan davaların bir geçerliliği olmamaktadır. Zamanaşımı olmadan hareket etmek gerekir.
Yaralı Durumda İş Kazalarında Zamanaşımı Kaç Yıldır?
İş kazaları her zaman ölümle değil yaralanmalarla da sonuçlanmaktadır. Yaralanma durumlarında saptama noktası değişiklik gösterebilmektedir. Zamanaşımı konusu yaralı ve ölüm durumlarında 10 sene olarak sabitlenmiştir. Bu anlamda herhangi bir farklılık söz konusu değildir. Yaralı bireylerin yara, organ kaybı durumlarında dikkat edilen kimi hususlar mevcuttur.
Eskişehir hukuk büroları bölümüne bağlı olarak çalışan avukatlar ile birlikte dava açılabilmesi için yaralı kişilerin belirli bir rapor sunması gerekir. Zaman ile birlikte eğer kayıp söz konusu ise doktor tarafından verilmiş, onaylanmış son sağlık raporu dikkate alınır. Kaza anı direkt olarak zaman başlangıcı kabul edilmeyebilir. Tek fark başlangıç noktası ile değişmektedir.
Yargı önünde bireylerin zamanaşımı durumları farklı hesaplanabilmektedir. İş kazası yaşamış bireyler tazminat davası ve ceza davası açabilmektedir. Burada iki farklı dava söz konusu olduğundan zamanaşımı kavramında değişiklik mevcut olabilmektedir. Avukatlar ve yasalar neticesinde araştırmalar ortaya koyularak doğru zaman dilimi saptanmaktadır.
Trafik iş kazası durumunda ceza davası açılabilmektedir. Ceza davalarında zamanaşımı 8 yıl olarak belirtilir. Tazminat davalarında ise vakit 10 yıl olarak belirlenmiştir. Kişiler her iki davayı açtığı takdirde yargı önünde 8 yıl değil, 10 yıl zamanaşımı olarak saptanacaktır.
Davacı kişinin mağdur olmaması adına böyle bir yol izlenmektedir.
Durumun tam tersi işlediği de görülebilir. Şayet açılan iki dava neticesinde tazminat davası dışındaki ikinci davanın zamanaşımı 10 yılı aşarsa durum değişir. Kişilerin tabi tutulacağı süre zarfı 10 yılı geçmeyecektir. İkinci davanın zamanaşımı kapsamında bu yüzden bir etkisi olmayacaktır. Kişilerin her koşulda 10 seneyi geçmeyen durumlarda dava açması gerekecektir.